DAVACI İLE VAKIF KURUCUSU ARASINDAKİ BAĞIN NÜFUS KAYITLARIYLA KURULAMAMASI

Özet: Uyuşmazlık; tevliyete ve gaileye müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacının vakıf kurucusu ile kan bağını gösterir herhangi bir belge veya mahkeme kararı bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının evlat listesinde yer alan son mütevelli Erhan Nebipaşagil ile aynı soydan vakıf evladı olduğu belirtilmiş ise de davacı ile vakıf kurucusu veya mütevelli arasındaki akrabalık ilişkisi nüfus kayıtlarıyla kurulamamaktadır. Davalı Vakfa ait 1167 tarihli vakfiyede; galle için batın şartı (yani ön batında evlat varken sonraki batındaki evladın hak sahibi olamaması kuralı) tevliyet için ise; ekber evlat yani en büyük evlat şartı öngörüldüğünden davacının bu şartları taşıyıp taşımadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmemiştir.  Mahkemece, davacının gidebildiği kadar üstsoyuna ve bunların bütün mirasçılarına ait nüfus kayıtları getirtildikten sonra dosyada bulunan evlat ve tevliyet listesinde bulunan kişilerle davacıların kan bağı tespit edilip Vakfiyede öngörülen galle için batın tevliyet için en büyük evlat şartını taşıyıp taşımadıkları araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.T.C.Yargıtay8. Hukuk DairesiE: 2017/17111 K: 2018/2013 K.T.: 12.02.2018MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tevliyete ve Galleye Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun TespitiTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDava, davacıların galle fazlasına müstehak ve tevliyete ehil vakıf evladı olduklarının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştirVakıftan galle fazlasının alınabilmesi ve tevliyete ehil vakıf evladı olunabilmesi için, öncelikle vakfeden ile kan bağının ispatlanması sonra da bu hususta vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir.25.03.2014 tarihinden beri kanun gereği Vakıflar Genel Müdürlüğünce emaneten yönetilen dava konusu …Vakfı’nın kurucusu ile davacıların aralarındaki kan bağının veya kesinleşmiş mahkeme kararı ile daha önceden galle alan vakıf evlatlarından birisiyle akrabalık ilişkisinin yöntemince ispatlanması gerekir. Bu konudaki geçerli deliller; davacıların vakfedenle kan bağını gösteren nüfus kayıtları, kendilerinin mahkeme kararı ile galle fazlasına müstehak veya tevliyete ehil vakıf evladı olduğunu gösteren vakıf evlatları ile irs ilişkisi içinde olduğunu belirleyen belgeler ve daha önce vakıftan galle fazlası alıyor ve bu husus bir defter ile belirlenmiş ise bu defterin dayanağını teşkil eden belgeler ve her türlü diğer maddi olgulardır.Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının vakıf kurucusu ile kan bağını gösterir herhangi bir belge veya mahkeme kararı bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının, evlat listesinde yer alan son mütevelli Erhan Nebipaşagil ile aynı soydan vakıf evladı olduğu belirtilmiş ise de, davacı ile vakıf kurucusu veya mütevelli arasındaki akrabalık ilişkisi nüfus kayıtlarıyla kurulamamaktadır.Davalı Vakfa ait 1167 tarihli vakfiyede; galle için batın şartı (yani ön batında evlat varken sonraki batındaki evladın hak sahibi olamaması kuralı) tevliyet için ise; ekber evlat yani en büyük evlat şartı öngörüldüğünden, davacının bu şartları taşıyıp taşımadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmemiştir.Mahkemece, davacının gidebildiği kadar üstsoyuna ve bunların bütün mirasçılarına ait nüfus kayıtları getirtildikten sonra dosyada bulunan evlat ve tevliyet listesinde bulunan kişilerle davacıların kan bağı tespit edilip Vakfiyede öngörülen galle için batın tevliyet için en büyük evlat şartını taşıyıp taşımadıkları araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.